Gönderen Konu: SEVGİLİLER GÜNÜ  (Okunma sayısı 1659 defa)

HONDA

  • Ziyaretçi
SEVGİLİLER GÜNÜ
« : Şubat 14, 2006, 12:16:29 ÖS »
Sevgililer Günü'nün Öyküsü

Aziz Valentine'ın öyküsü III. Yüzyıl'dan gelir. O dönemde Roma tahtında İmparator II. Claudius vardı, "Zalim" adıyla tanımlanan Claudius aşırı savaş ve askerlik tutkunuydu, her yetişmiş erkeğin muhakkak asker olmasını istiyor ve kimseye göz açtırmıyordu.
   
EVLİLİĞİ YASAKLADI
Öylesine ileri gitmişti ki, askerliğe engel oluyor düşüncesiyle evlenmeyi dahi yasakladı. Gençler şaşkındı, kimse sevdiği ile beraber olamıyor, Roma kenti sayısı gittikçe artan ve uzak ülkelerde ölen sevgililerinin ardından ağlayan kadınlar ve kızlarla dolmuştu. Kısacası aşk yasaklanmıştı. Bu sıralarda İmparator tüm Romalılar'ın 12 tanrıya tapmalarını aksi şekilde davrananların ve özellikle de Hıristiyanlar'la ilişkiye girenlerin ölümle cezalandırılacaklarını emretti.

Bu emre uymayanların arasında Aziz olarak kabul edilen filozof Valentinus'da vardı, gezerek dinsel vaazlar veriyor ve İmparator'un hatalı olduğunu anlatıyordu. Sonunda yakalandı ve hapse atıldı. Valentinus'un hapiste olduğu günlerde yaşananlar efsaneye dönüşerek günümüze kadar ulaşmıştır.

GÜZEL JULİA VALENTİNUS'A GİDER
Hapishaneyi korumakla görevli gardiyanın kızkardeşi Julia'nın gözleri doğuştan görmemektedir, gardiyan Valentinus'un anlattığı İsa ilgili öykülerin arasında körlerin gözlerinin açıldığını öğrenince, kardeşini gizlice Valentinus'un yanına getirir. Julia çok güzel ve zeki bir kızdır. Günlerce beraber olurlar, Valentinus ona Roma tarihini, doğanın yapısını, aritmetiği ve Tanrı'ya yönelmeyi öğretir. Julia, dünyayı Valentinus'un anlattıklarıyla görür, onun bilgeliği ile aydınlanır, güçlenir ve teselli bulur.

Bir gün sorar;
- "Valentinus, Tanrı gerçekten dualarımızı duyar mı?"
Aziz gülümser;
- "Evet, herbirini."
Julia;
- "Her sabah ve her gece ne için dua ettiğimi biliyormusun? Görebilmek için dua ediyorum, senin bana anlattıklarını görmeyi çok istiyorum.",
Valentinus;
- "Tanrı bizim için en iyi olanı yapar, yeter ki buna inanalım."
Julia, yere diz çöker ve;
- "Böylesine inanmak istiyorum, yardım et."
Beraberce duaya başlarlar. Birden hücrenin içersi altın renkli bir ışıkla aydınlanır ve Julia haykırır;
- "Valentinus, görüyorum, görüyorum."

14 ŞUBAT'TA ÖLDÜRÜLÜR
Valentinus duaya devam etmesini söyler. Ertesi gün Valentinus'un ölüm emri gelir, Aziz Julia'ya son bir not yazar, Tanrı'ya hep yakın olmasını öğütler ve notun altını "Senin Valentine'ından" diye imzalar. Mektup, ertesi gün Julia'ya ulaşır, o günün tarihi 14 Şubat 270'dir. Valentinus, sonradan Papa I. Julius tarafından "Porta Valentini" adı verilen bir kemer kapısının altına gömülür (Şimdi orada yani Roma'da Praxedes Kilisesi vardır.)

Julia, mezarın yanına pembe çiçekler açan bir badem ağacı diker. Günümüzde sevginin ve dostluğun simgesinin badem ağacı olması buradan kaynaklanır.

GENÇLERİN İLK CİNSEL DENEYİMİ
İşin aslına bakılırsa, 15 Şubat tarihi Roma tanrıçalarından Februata Juno adına yapılan kutsama töreninin günüdür; birbirleriyle ilk kez cinsel ilişkiye girecek gençlerin adlarının yazıldığı parşömenler, o gün tanrıçaya sunulurdu. Papalık daha sonra yasaklanan bu geleneğin yerine, azizlerin adlarının yazılı olduğu listeleri sergilemeye başladı.

Biz yine Roma'ya dönelim. 15 Şubat'ta kutlanan gençlerin aşk festivalinin özgün adı Lupercalia'dır, geleneksel olarak hediyeler verilirdi. Kuşların çiftleşme döneminin başlangıcı kabul edilen Şubat ayı döneminde, gençler de onları örnek alarak eşleşirlerdi. Hıristiyanlığın güçlenmesinden sonra, Pagan inançları yasaklandı veya yerlerine Hıristiyan versiyonlar getirilmeye başlandı. Aziz Valentine Hıristiyanlığın simgesi olan sevgi ve evlilik kuramı ile kişiselleştirildi, onun Lupercalia Festivali'nin arifesinde öldürülmüş olması iyi bir raslantıydı, böylece Roma'nın bereketlilik ve döllenme kutsamalarıyla, Hıristiyanlığın evlilik ve çoğalma ilkesi bütünleştirilmiş oldu. Amaca ulaşılmıştı.

Günümüzdeki yorumuyla "St Valentine" yani Sevgililer Günü, Roma'daki gibi sevenlerin birbirlerine sevgilerini Valentinus'un son mesajında olduğu gibi küçük kartlar ve hediyelerle sunmaları şeklinde kutlanmaktadır. Aslında kökende yine birleşme, bütünleşme ve çoğalma güdüsü yani bereketlilik vardır. Aynı zamanda da, Tanrısal aşkla, dünyasal aşkın birleştiği yer, Julia'nın öyküsünde olduğu gibi birleştirilir. Ama ilginçtir ki, aşkı yasaklayan bir despotun binlerce yıllık anısı, Kozmik Şakacı'nın oyunuyla artık aşk yüzünden akla gelmektedir.



aSil

  • İleti: 989
SEVGİLİLER GÜNÜ
« Yanıtla #1 : Şubat 14, 2006, 12:47:41 ÖS »
"Pagan inancı" tam olarak nedir acaba ?

HONDA

  • Ziyaretçi
SEVGİLİLER GÜNÜ
« Yanıtla #2 : Şubat 14, 2006, 01:40:14 ÖS »
PAGAN EGEMENLİĞİ

Harry Potter'in elde ettiği bu başarı pek çok sektörün işine yaradı. Piyasa Potter malzemeleriyle doldu. Ama bu durumdan kar eden bir başka sektör daha vardı.. Pagan kültürü. Ortaçağdan beri büyücüler, simyagerler, paganlarla içiçe yaşamış olan İngiltere'de son yıllarda özellikle 14-18 yaş arası gençler arasında yaygınlaşmaya başlayan bir Wicca (Çağdaş büyücülük) kültürü oluşmakta idi ve Potter olgusunun bu kültürü beslemesi kaçınılmazdı.

Keltlerin öncülüğünde yayılan Pagan inancı İngiltere'de kimi zaman tek tanrılı dinlerin, kimi zaman bu tür safsataları reddeden dinsizlerin saldırısına uğrayarak sinmişse de hiçbir zaman yok olmadı. Kimi çağlarda el üstünde tutuldular, kiminde lanetlenip yakıldılar, ama varlıklarını hep korudular. Paganların şamanları Druid'ler ile cadılar kendi içlerine kapanarak inanışlarını sessizce sürdürdüler.

Ruhsal ve doğal enerjinin varlığına inanan, ancak klasik tanımda bir din olmayan, yani yaratıcı güç olarak tanrıyı reddedip doğayı kabul eden eskinin Druid'leri ile cadılarının yerini günümüzün çağdaş Wicca'ları almış durumda.

Satanizmle ilintilendirilmeyi reddediyorlar

Wicca'lar kendi mental enerjilerine, kendi iç güçlerine inanıyor, doğaya tapıyorlar. Satanizm'le ilintilendirilmeyi şiddetle reddediyorlar. Bir kere Wicca inancında adak kavramı, kan dökmek, bir canlıya zarar vermek yok. Ayrıca Wicca'lar tanrının varlığını kabul etmedikleri için şeytan gibi bir karşı kavrama da ihtiyaçları yok. Bütün istedikleri doğa ile uyumlu bir şekilde yaşamak, insanı doğanın güç dengesi içinde güçlü kılmak.

Ellette bu iş gösterilmek istendiği kadar masum değil. Çünkü bu inanç tümüyle bireyselliğe odaklanmış. İnsanın yalnızca kendisine ve yakın çevresine iyilik sağlamayı amaçlıyor. Tabi bu da her zaman olumlu anlamda da olmayabiliyor. Bireyin iyiliği bir başkasının zarar görmesi anlamına geliyorsa, buna da hayır demiyorlar.

Wicca'lar amaçlarını gerçekleştirmek için doğayı kullanıyorlar. Onları hedeflerine doğal kaynaklarla hazırlanmış büyüler götürüyor. Büyülerinde simyacılar gibi değerli madenler, mineraller, esanslar, şifalı otlar, tütsüler, kokulu mumlar kullanıyorlar. Wicca'lar kendi otlarını kendi bahçelerinde yetiştirmek için kurslar bile alıyorlar.

aSil

  • İleti: 989
SEVGİLİLER GÜNÜ
« Yanıtla #3 : Şubat 14, 2006, 02:09:31 ÖS »
Bilgiler için teşekkür ederim.

AudioGarage

  • Ziyaretçi
SEVGİLİLER GÜNÜ
« Yanıtla #4 : Şubat 15, 2006, 10:56:36 ÖÖ »
eywallah...güsel bilgiler

Daniel Gabriel

  • Ziyaretçi
SEVGİLİLER GÜNÜ
« Yanıtla #5 : Şubat 15, 2006, 11:21:29 ÖÖ »
Günümüzde sewgililer günü tam 1 rant kapısı olmuş..
Çiçek fiyatları 5 kat artıyo 2 günde  :-D
Amerika'da yıllık içki we çikolata tüketiminin %16 sı sadece bugünde oluyomuş..
Daha da 1şe demiyorum  :lol:  :-D  :-)