Altınşehirden sabah saat 07 civarlarında işe gitmek üzere bindiğim otobüs şiddetli yağmur sebebiyle gitmekte zorlanmaya başladı. Yarımburgaz (halkalıya 5 dakika uzaklıkta) civarlarında otobüs bir anda sele kapıldı. Şöför çok bilinçli kullanıyordu. Zaten o kadar tehlike görülmüyordu yollarda, ama otobüs hiç umulmadık bir anda sele kapılıverdi. Bölgede bulundan küçük bir derenin taşmasıyla sel birleşince otobüs sürüklenmeye başladı (içeride 50 den fazla yolcu var) kayarak yaklaşık 25 metre sürüklendik ve kaldırıma çarparak durabildik.
Otobüs büyük bir hızla suya gömülmeye başladı. İlk önce ayaklarımıza kadar, sonra dizimize derken göğüs hizamıza kadar sular altında kaldık. Su dediğime bakmayın, televizyondan izlediğiniz gibi ya da tahmin ettiğiniz gibi değil, su değil tamamen çamur aslında sel dedikleri, çamurlar içinde kaldık. Otobüs devrilir gibi oldu, hava aşırı bulutluydu ve karanlıktı. Durmadan şimşek çakıyor ve feci bir şekilde yağmur devam ediyordu. Herkesin telefonu ıslandığı için bozulmuştu. Çantalar akbiller eşyalar suda yüzüyordu. Bayanlar çığlık atıyor, yaşlılar zor durumdaydı. Otobüs gittikçe su alıyordu. Sol tarafın camı tamamen suyun altında olduğumuzu gösteriyordu, camın kırılmasından korkuyorduk, kırılsa otobüs tamamen sular altında kalacaktı. Sonra otobüs devriliyor diye bi çığlık koptu, eğer devrilseydi zaten hepimiz ölecektik. Nefes almakta zorlanmaya başladık. Bir yandan soğukta ayrı sorun oluşturuyordu.
Otobüs şöförünün ve birkaç arkadaşın ıslanmaktan kurtulmuş cep telefonuyla polisi-acil servisleri-arkadaşlarımızı aradık. Daha sonra telefonlarda çekmemeye başladı. Titanik faciası böyle birşeymiş dedim içimden. Korkudan kimse ne yapacağını bilmiyordu. Fırtına yüzünden hiç bir yeri göremiyorduk zaten. Herkes ölümü bekliyordu.
Güç bela açtığımız ön kapıyla otobüsün üzerine çıktık boğulmamak için, bu sırada otobüs tekrar devrilme tehlikesi geçirdi. İnanılmaz bir akıntı vardı. Birisi düşse asla kurtulma şansı yoktu. Zaten çamur olduğu için batıp yok olması an meselesiydi. Elimiz kolumuz bağlı yardım beklemeye başladık. Üzerimize üzerimize yağan yağmur, esen buz gibi rüzgar, çakan şimşeklere rağmen şok içinde yardım bekliyorduk. Bizi kurtarmaya çalışan bir dozer daha yaklaşmaya bile gelemedi, sel yüzünden az daha devriliyordu, o umutta söndü.
Daha sonra yağmur durdu, yavaş yavaş sel çekilmeye başladı. 3 saatlik korku dolu anlar rahatlamaya başladı. Sel şiddeti iyice azalmaya başlayınca çevreden gelen vatandaşların uzattığı halat ile tek tek kurtulduk. Yanımızda batan, ortadan ikiye ayrılan, çamura batan araçların hattı hesabı yoktu. Çok felaket bir durumdu. Yan tarafımızda beyaz bir honda civicte vardı bu arada. Umarım bi zarar görmemiştir.
Hiçbir şekilde yardım almadık. Toplu konut çılgınlığı yüzünden herşey baştan savma yapıldı. ALT YAPI ÇALIŞMALARI SIFIR! BELEDİYE ÇALIŞMALARI SIFIR! KURTARMA EKİPLERİ GELMEDİ.
Eğer o otobüs devrilseydi şuanda ben dahil hayatta olmayacaktık. Allah hepimizi böyle tehlikelerden korusun. Arkadaşlar araçlarınızı asla yerinden çıkarmayın, plastik top gibi yüzüyordu gözümün önünde bütün arabalar..