TeamHondaTurkey.Com

HONDA TEAM => Sohbet / Off Topic => Konuyu başlatan: Katalizor - Mayıs 15, 2010, 10:50:16 ÖÖ

Başlık: Yasanmıs Bır Olay ..
Gönderen: Katalizor - Mayıs 15, 2010, 10:50:16 ÖÖ
Oncelık Bu Yasanmıs Olayı Anlatmamda Polıslerle Dalga Gecmeyı Kesınlıkle Dusunmedıgımı Sadece Begendıgım Icın Sızlerle Yanı Teamhonda Turkey Aılesıyle Paylasmak Istedıgımı Belırteyım (:

Trakya Bolgesı’ın bir ilçesinde yolda trafik kontrolü yapan polisler bakarlar ki kasabada satmak için eşeğine odun yüklemiş yaşlı bir adam gelmekte. Kendi aralarında “Haydi şu yaşlı adamla biraz kafa bulalım” diye anlaşırlar. Yaşlı adam, önde odun yüklü eşeğinin ardından trafik kontrol noktasını geçeceği sırada polislerden biri ‘Hoop amca nereye?” diye bağırır kızgın bir şekilde.

“Kasabaya!”der yaşlı adam.

“Biz burada ne yapıyoruz, eşekbaşı mıyız?”

“Siz…” der yaşlı adam. Bir başka polis bağırarak yaşlı adamın konuşmasını keser.

“Çıkar bakalım ehliyeti, ruhsatı!”

“Benim arabam yok ki!” der yaşlı adam, şaşkın bir şekilde polislere bakarak.

“Biz kör müyüz? Biliyoruz senin araban yok. Biz, odun taşıdığın eşeğin ehliyetini ve ruhsatını istiyoruz!”

“Eşeğe ehliyet ve ruhsat lazım olduğunu bilmiyordum.” der yaşlı köylü, şaşkın bir şekilde polislere bakarak.

“Bilmiyorsan öğren. Odun yüklü eşeğinle yola çıktığın için eşeğine ehliyet ve ruhsat almak zorundasın!”

”Olur, kasabaya gittiğimde eşeğime ehliyet ve ruhsat almak için yetkili mercilere müracaat edecem!” der yaşlı köylü. Yürümek ister, dört-beş polis aynı anda adamın ve eşeğin çevresini sararak durdurur. İçlerinden birkaçı silahlarına sarılır.

“Hoop! Nereye?”

“Kaçmaya kalkarsan seni vururuz!”

“Kasabaya gitmezsem eşeğe ehliyet ve ruhsat nasıl alırım?” der yaşlı adam.

“Odun yüklü eşeğini ehliyetsiz ve ruhsatsız trafiğe çıkardığın için sana ceza kesmek zorundayız amca. Yasa böyle emreder!” diye bağırarak ceza kesme makbuzunu cebinden çıkarır polislerden biri. Diğerleri gülüşmeye başlar. Yaşlı adamla polisler arasında yarım saatten fazla süren bir tartışma yaşanır. Yaşlı adam bakar ki polisler imana gelmiyor, ceza kesecekler, eşeği de ağır yükün altında zor durumda.

“Hadi cezayı kesin de gideyim. Zavallı eşek yükün altında mahvoldu.” der üzgün bir şekilde eşeğine bakarak.

“Sen yoksul bir insana benziyorsun amca. Sana bir iyilik yapabiliriz” der ceza makbuzunu elinde tutan polis.

“Nasıl bir iyilik yapacaksınız bana?” diye bağırır yaşlı adam öfkeli bir şekilde. Çok kızgındır.

“Cezayı sana yazarsak yüz milyon ödersin. Eşeğine yazarsak yirmi milyon ödersin.  Aslında kanunen cezayı sana yazmamız lazım. Ama sen yoksul bir insansın. Sana bir iyiliğimiz olsun istiyorum. Cezayı eşeğe yazacam. Ne diyorsun? Cezayı sana mı eşeğe mi yazayım?”

“Eşeğine yazalım.”

“Bir iyiliğimiz olsun.” der polisler gülüşerek.

“Ne diyorsun amca? Cezayı sana mı eşeğe mi yazayım?” diye bağırır makbuzu elinde tutun polis. Yaşlı adam bir süre düşündükten sonra:

“Cezayı eşeğe değil bana yazın!”

Polisler şaşırırlar.

“Amca sen galiba söylediklerimizi yanlış anladın. Cezayı sana kesersek yüz milyon ödeyeceksin, eşeğe kesersek yirmi milyon ödeyeceksin.”

“Biliyorum.” der yaşlı adam, ”Biliyorum. Siz cezayı bana kesin!”

“Neden fazla para ödemek istiyorsun amca? Çok paran mı var?” der makbuzu elinde tutun polis; “Bırak cezayı eşeğe keselim.”

“Ben ömrümün sonuna gelmiş yaşlı bir adamım. Bundan sonra benden bir bok çıkmaz. Ama eşeğim daha genç, önünde uzun bir ömür var. Cezayı onun adına kesip eşeğimin sicilini kirletmek istemiyorum. Belki okur, sizin gibi polis olur!” der yaşlı adam.