Gönderen Konu: amortisörler hakkında herşey  (Okunma sayısı 3925 defa)

endlessnihilist

  • İleti: 251
amortisörler hakkında herşey
« : Ekim 22, 2010, 07:26:05 ÖÖ »
Amortisör Hakkında Herşey

“Kaza yapmak ile yapmamak arasındaki çok küçük mesafelerde yardımınıza koşacak en önemli araçlardan biri de amortisörlerdir. Bu nedenle aşınmış amortisörler güvenliğinizi tehlikeye atar.

Amortisörün nasıl çalıştığını, çeşitlerini, aracınızın güvenliğine sağlayacağı katkıları bilmek de size yollarda emniyetli bir sürüş sağlayacaktır. Monroe’dan amortisörlerle ilgili aldığımız teknik bilgileri güvenliğiniz için okumanızı öneririz. Çünkü amortisör güvenlik demektir.”

Amortisör nedir ve nasıl çalışır?

Amortisörler temelde yağ pompalarıdır. Amortisör milinin ucuna takılı olan piston, yağ doldurulmuş basınç tüpünde çalışır. Tekerlek yukarı-aşağı hareket ettikçe, hidrolik sıvı piston içindeki küçük deliklerden geçmeye zorlanır. Ancak delikler yalnızca az miktarda sıvının piston içinden geçmesine olanak verirler. Bu da pistonu ve sonuç olarak tekerlek ile yayın hareketini yavaşlatır. Bir amortisörün oluşturduğu direnç miktarı, tekerleğin yukarı-aşağı hareketindeki hıza ve piston içindeki deliklerin sayısı ile büyüklüğüne, ayrıca valf disklerinin sayısı ile kalınlığına bağlıdır. Tekerler ne kadar hızlı hareket ederse, amortisör o kadar fazla direnç sağlar. Sonuç olarak; zıplama, savrulma ve frenlemede oluşan dalma hareketi, gibi istenmeyen hareketlerin kontrol edilmesi amortisörün başlıca görevidir.

Enerjinin yoktan var veya vardan yok edilemeyeceğini, yalnızca aktarılabileceğini bildiren evrensel fizik kuralları dikkate alındığında şu denilebilir: Amortisör, kapanma hareketi sırasında yayda toplanan hareket enerjisini ısıya çevirir.

Amortisörün görevleri nelerdir?

Amortisörün başlıca görevi lastikleri sürekli yol ile temas halinde tutmaktır. Yay ve süspansiyon sisteminin hareketini kontrol etmek. Etkin yol tutuş ve uygun frenleme mesafesini sağlamak. Lastiklerin yolla temasını sağlamak. Lastiklerin erken aşınmasını önlemek. Tekerlek açısını korumak. Aracın sıçramasını, fren ve hızlanma sırasında yere yapışmasını kontrol etmek. Diğer sistemlerin aşınmasını azaltmak.  Lastik ve frenlerin dengesiz şekilde aşınmasını önlemek. Sürücü yorgunluğunu azaltmak.

Normal ve taşıyıcı tip amortisör arasındaki farklar nelerdir?

Taşıyıcı tip; bağlantı ve yay desteği görevi de yapana bir amortisördür. Yapısal olarak arabanın önemli bir parçasıdır. Taşıyıcı amortisörler geleneksel amortisör işlevlerine ek olarak, aracın ağırlığını taşıyan helezon yayların oturduğu tablaya sahiptir. Taşıyıcı görevi, tekerleğin araca doğru şekilde konumlanması ve ön düzen ayarlarının yapılabilmesi için önemlidir. Bu amortisörler ayrıca sürüş esnasında tekerleklerde oluşan kuvvetlerin yol ile araç arasında aktarılmasını da sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.

Amortisör teknolojisi: Bu bölümde günümüzde daha çok kullanılan pasif reaksiyonel amortisörler detaylı olarak açıklanmıştır.

Çift tüplü – Hidrolik amortisör: Amortisörün kapanması esnasında mil içeri girer, piston ile taban valfi arasındaki yağ sıkıştırılır. Yağ taban valfinin ayarlanmış deliklerinden geçerken direnç oluşturarak sönümleme yapar (bu esnada milin içeriye giren hacmi kadar yağ, basınç borusu içinden rezerve boruya geçer). Amortisörün açılması esnasında mil yukarıya çıkar, üst tarafta bulunan yağı sıkıştırılır. Yağ pistonun ayarlanmış deliklerinden aşağıya geçerken direnç oluşturarak sönümleme yapar (bu esnada milin dışarı çıkan hacmi kadar yağı rezerve borudan basınç borusu içine dirençsiz geçiş yapar).

GAZ BASINÇLI AMORTİSÖRLER


Düşük gaz basınçlı (çift tüplü) amortisörler: Bu amortisörler geleneksel amortisörlere benzer, ancak iki önemli farkları vardır: Rezerve tüpünün üst kısmında havanın yerini 2,5 – 8 bar basınçta nitrojen (azot) alır. Amortisörün üst kısmında piston milinin çevresindeki yağ keçesi çok özel bir şekilde tasarlanmıştır. Toz ve çamur girmesini engelleyen bir üst dudak ve yağ sızıntısını önleyen iki alt dudak vardır. Keçe tabanı, aksi yönde hareket etmeyen ve kapak görevi gören esnek, daire şeklinde bir şerittir. Şeritlerin esnekliği sayesinde yağ tekrar rezerve tüpe akar ve gaz basıncı yalnızca bölmedeki yağ üzerinde etkili olur. Bu amortisörler daha rahat bir sürüş sağlar ve aracın direksiyon hassasiyetini mükemmelleştirir.

Köpüklenme etkisi: “Hava ile yağın karışımı”. Hidrolik amortisörler oldukça etkilidir. Ancak yağ, kapanma ve açılmak hareketlerinde olduğu gibi yüksek basınçlı bir bölümden düşük basınçlı bir bölüme geçmeye zorlandığında, ani basınç düşmesi yağda köpüklenmeye yol açar. Buna kativasyon (boşluk oluşması) denir. Hava kabarcıkları, yağın aksine, sıkıştırılabilir. Bundan dolayı her açılma ve kapanmada piston pilinin ilk hareketi, yağı valf sisteminden geçmeye zorlanmadan önce köpükleri sıkıştırır. Bu durumda, sorun şiddetlenerek süspansiyon kontrolünde amortisörün etkinliğinin azalmasına yol açan bir gecikme meydana getirir. Amortisörün içine basınçlı nitrojen gazı (azot) eklemek köpüklenmeyi önler ve amortisörün etkinliğini arttırır.

Yüksek gaz basınçlı (tek tüplü) amortisör: Tek tüplü amortisörler de temel olarak aynı şekilde çalışır (yağ ile dolu bir tüp içindeki pistonun aşağı yukarı hareket etmesi), ancak alt tarafta az miktarda yüksek basınçlı (25 – 30 bar) nitrojen bulunur. Yüzer piston bu gazı yağdan ayırır ve birbirlerine karışmalarını önler. Kapanma sırasında piston mili yağın yerine geçerken, bu yağ nitrojeni biraz daha fazla sıkıştırır. Böylece gazın hacminde değişimler meydana gelir ve gaz bir yay gibi iş görür. Sıkıştırılmış gazın yağı uyguladığı sürekli basınç, hızlı sönümleme sağlayarak piston valflerinin daha sessiz çalışmasına yardımcı olur. Üstelik bu basınç süspansiyonu anlık olarak etkisiz kılabilen köpüklenmeyi ve kabarcık oluşumunu da ortadan kaldırır.

Konuma duyarlı süspansiyon (PSD) teknolojisi: Basınç tüpünün iç yüzeyine hassas bir şekilde oyulmuş, gittikçe incelen bir yive sahip gaz basınçlı bir amortisördür. PSD yivi, piston bu alandan geçerken piston çevresinde, amortisöre ek bir süspansiyon alanı sağlayan geçiş noktası olarak iş görür. Bu ek bölge, mühendislerin amortisörü “çift yönlü” tepki verecek ve değişen yol şartlarına otomatik olarak uyum sağlayacak şekilde tasarımlarını mümkün kılmıştır.

Kontrol bölgesi: basınç borusu içinde yer alan PSD yivi sayesinde yağ piston çevresinden rahatça geçer. Bu, piston konfor bölgesinde iken rahat ve konforlu bir sürüş sağlar.

Kontrol Bölgeleri: ani darbelerde piston PSD kanalının dışına itilir. Bu bölgede yağı sadece valf gruplarından geçer. Bu şekilde araç kontrolü artmış olur.

Yük taşıyıcı amortisörler: Bazen yük taşıyan veya karavan çeken araçlarda çökme meydana gelir, bu durum; kötü yol tutuş, süspansiyon sisteminin esnekliğini kaybetmesi, lastiklerde düzensiz aşınma ve direksiyon hakimiyetinde bozulma gibi sonuçlar doğurur. Yük taşıyıcı amortisörler, aşırı yüklerde aracın arkasının çökmesini önler.

Poliüretan takozlu amortisör: Araç yüklü iken ek destek sağlamak için miline poliüretan yay takılan çift tüplü (hidrolik veya gaz basınçlı) amortisörlerdir. Bu poliüretan yay takoz, araç sabit durumda ve boş iken amortisörün gövdesine sadece dokunur. Araç yüklü iken, kademeli yay yavaş yavaş sıkışır, böylece aracın arka tarafının çökmesi önlenir. Bu amortisör, pnömatik amortisör takılmayacak kadar küçük şaseli araçlar için özel olarak tasarlanmıştır. Bu ürünler genellikle set olarak satılır. Bu setlerde iki geleneksel amortisör, lastik hortum, “T” rekor, valf ve bir manometre bulunur. Bu birimler kolayca ve çok kısa sürede takılabilir. Yük dengeleyici amortisörler her zaman arka dingile takılır. Aracın yüksekliği sistemdeki hava basıncı arttırılarak veya azaltılarak ayarlanabilir. Araç yüklü olduğunda, sürücü araçtaki kompresörü veya harici hava pompalarını kullanarak amortisöre hava basabilir. Sistem aracın arka tarafını yükseltirken, aynı zamanda düzgün ve güvenli bir yol tutuş sağlar.

Pnömatik yay (hava körüğü) : Havalı (pnömatik) yaylı yük taşıyıcı amortisörler: Bu amortisörler yardımcı bir yayı bulunan geleneksel amortisörlerdir (çoğu durumda hidrolik çift tüp vardır). Ancak başlıca fark yardımcı yayın havalı olmasıdır. Bu birleşimin üç yararı vardır: 1) Havalı yay gerektiğinde istenen sertliği sağlar. 2) Yüklü araçta yükseklik ayarlaması yapar. 3) Sadece sistemdeki hava basıncını azaltmakta normal süspansiyon haline gelir.

Kendi kendini ayarlayabilen Nivomat sistemi: Nivomat amortisörü, araçların seviye kontrolünde kullanılan bir üründür. Bu sistem genellikle aracın arka dingiline takılır ve Nivomat ile seviye kontrolü yapılır. Bu amortisörde gereken tüm sistem parçaları (destekleyici parça, pompa, akümülatör, rezervuar, basınç regülatörü, vb.) vardır. Nivomat üreticiler tarafından bazı araçlarda isteğe bağlı olarak, geleneksel sistemin (normal veya taşıyıcı amortisör ve yay) yerine takılır ve tüm yükleme şartlarında araç seviyesini otomatik olarak en iyi şekilde ayarlar. Nivomat ayrıca yay ve süspansiyon görevi görür. Nivomat seviye kontrol sisteminin başlıca özelliği, yükseklik düzeyinin en iyi şekilde ayarlanması için gereken enerjinin sürüş anında yoldaki bozukluklardan kaynaklanan ve dingil ile araç gövdesinde oluşan hareketlerden üretilmesidir. Bu, diğer sistemlerin aksine Nivomat amortisörlerinin çalışabilmesi için harici bir enerjiye gerek duyulmaması demektir. Aşındığında, yüksek maliyetinden dolayı bu sistemin yerine geleneksel bir amortisör tercih edilebilir, yalnız yayların gelenksel süspansiyon sistemine sahip aynı araç için üretilmiş başka yaylarda değiştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Ayarlanabilir amortisörler: Bu gruba sürücülerin veya ustaların amortisörün sönümleme kuvvetlerini değiştirebileceği tüm amortisörler girer. Amortisör teknolojisine bağlı olarak, sönümleme kuvvetlerini değiştirebilmenin farklı yolları vardır, ancak hepsinin temelinde tek bir ilke vardır: Amortisörü daha yumuşak veya daha sert hale getirmek için valfler yoluyla (öncelikle açılma valfiyle) yağ akışını değiştirme. Bilindiği gibi, amortisörlerin sönümleme kuvvetleri mühendisler tarafından araç üzerindeki yayların da gücü dikkate alınarak hesaplanır ve amortisörler buna göre tasarlanır. Bu yüzden, Monroe her zaman süspansiyondaki herhangi bir değişikliğin süspansiyon uzmanları gözetiminde yapılmasını önerir.

Çift tüplü – A tipi: Bu tür ayarlanabilir amortisörde ayarlama, piston mili sonunda kadar aşağı itilerek (sıkıştırılarak) yapılır. Piston valf somunu taban valfine değdiğinde, bu parçaların özel tasarımı nedeniyle birbirine kenetlenir. Piston somunu değdikten sonra, mili sağa doğru döndürüldüğünde (somun sıkıldığında) amortisör sertleşir, sola döndürüldüğünde ise yumuşar. Amortisörün sönümleme kuvvetindeki değişimin miktarı üreticiden üreticiye farklılık gösterir, ancak genellikle ürün kutusu içindeki talimatnamede ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.

Çift tüplü – B tipi: Ayarlanabilen bu amortisör “A” tipinin farklı bir biçimidir. Bu modelde, somunu alt valfe takara sıkmak yerine, üretici normal mil yerine delikli bir mil takmıştır ve bu milin içinde de daha ince başka bir mil dönebilmektedir. İçerdeki bu mil, dıştaki milin valf somununa bağlıdır. Böylece sadece içteki milin herhangi bir tarafı döndürülmesiyle amortisör sönümleme kuvvetlerinin değiştirilebilmesi sağlanır. Bu işlemin daha kolay yapılabilmesi için üreticiler, iç mile bağlı dıştaki milin üstüne yerleştirilmesi gereken küçük bir seçenek pimi eklemişlerdir. Bu pim, amortisörü araçtan sökmeden sönümleme kuvvetlerini ayarlamanıza olanak verir.

Tek tüplü – C tipi: Tek tüplü amortisör tasarımında taban valfinin yerine yüzer piston bulunduğundan, içteki valf disklerini sıkma biçimi farklıdır. Ayar yapmak istendiğinde, amortisörün araçtan sökülmesi gerekir. Valfi sabitlemek için kullanılan sistem, amortisör gövdesinin üst kısmına yerleştirilmiştir. O kısımda, küçük bir düğme vardır. Amortisör sonuna kadar açıldığında bu düğmeye basara ve aynı zamanda mili yavaşça döndürürsek, belli bir noktada valf durur, ayarlama yapılır, mil ekseni etrafında döndürüldüğünde amortisör daha sert veya daha yumuşak hale gelir.

Üç tüplü – D tipi: Bu tür amortisörde sönümleme kuvvetleri sıkıştırma ve açılma hareketlerinde aynı anda değişir. İç tasarım temelde geleneksel çift tüplü amortisörlerle aynıdır, ancak iki değil üç ortak merkezli tüp ve bir de kontrol valfi vardır, bu valf çalışan tüple diğer iki rezerve tüpü arasındaki yağ akışını kontrol eder. Bu durum valfe giden yağ akışını sınırlar, amortisörün daha sert olmasına neden olur. Kontrol düğmesi amortisörün alt tarafındadır.

AMORTİSÖR TEŞHİSİ

Yıpranmış Amortisörlerin Araç Güvenliğine Etkileri

Normal şartlarda bir amortisör kilometrede 5 bin – 7 bin defa kapanıp açılabilir, bu hesapla 100 bin kilometreden sonra amortisörlerimizin 500 – 700 milyon defa salınım yapmış olacağını anlayabiliriz. Bu kadar fazla salınımdan sonra, amortisör yağı özelliğini kaybederken mekanik parçaları da aşınır. Aşınan amortisörlerde doğrudan doğruya ortaya çıkan sonuçlardan biri tekerleklerin artık yola tam temas etmemesidir. Bu durumda, aracın güvenliğini tehlikeye atan başka etkiler de ortaya çıkmaya başlar.

Fren mesafesi: Amortisördeki aşınma ne kadar büyük olursa, aracın fren mesafesi de o kadar uzar, 45 km/saat’lik bir hızda, aşınmış amortisörler yüzünden fren mesafesi iki metre kadar uzar. ABS / ESP sistemi bulunan araçlarda mesafe daha da büyük olacaktır. (Örneğin: Aynı hızda bir Ford Fiesta’da fren mesafesi 5,8 metreye kadar çıkar.) Bu mesafe “güvenli duruş” ile “kaza arasındaki farktır.

Far ayarı: Amortisörler aracınızın sıçramasına neden oluyorsa, geceleri bu durum sürücülerin karşıdan gelen araç farlarından gözlerinin kamaşmasına neden olur ve yolu bitince görmeyi engeller.

Yol tutuş: Ortamla yol teması alanı bir araç için 0,2 metrekare kadardır. Amortisör aşınmışsa, bu temas yüzeyi önemli ölçüde azalacaktır. Bu da kaza ihtimalini arttırır. Yan rüzgarlarda yanal sürüklenme aracın dengesini bozabilir ve hakimiyeti kaybettirebilir. Amortisörleri yüzde 50 aşınmış bir aracın kuru zeminde bir virajda maksimum güvenli hız değeri yüzde 10 azalır.

Suda kayma (Aquaplaning): Amortisörleri yüzde 50 aşınmış, önden çekişli bir araç 6 mm yüksekliğinde su bulunan bir yolda sabit hızda giderken, aynı aracın yeni amortisörlü halinden yüzde 10 daha düşük hızda seyrederken kaymaya başlayacaktır. Araç yeni amortisörlerle 125 km/saat’lik hızda kaymaya başlar.

Reaksiyon süresi: Normal şartlar altında, bozulmuş amortisörler sürüş anında stres ve yorgunluğa neden olur. Yorgunluk reaksiyon süresini yüzde 26 oranında arttırabilir.

Araç güvenliğinde amortisörün rolü ve Güvenlik Üçgeni: Lastik–Fren-Amortisör ilişkisi. Süspansiyon sistemindeki en önemli parçalardan biri veya ikisi aşınmışsa, diğerleri de olumsuz yönde etkilenir. Amortisörler bozulmuşsa, lastikler yol ile yeteri kadar temas edemez, bu da frenlerin etkisini azaltır ve aracı kontrol etmek zor hale gelir. Amortisörler sizin için ve diğer insanların güvenliği için en az fren veya lastikler kadar önemlidir.

Görsel İnceleme: Amortisörlerin bozulduğunu gösteren bazı işaretler vardır.

Lastik durumu: Bölgesel lastik aşınması bozuk bir amortisörün göstergesidir.

Yağ kaçağı: Amortisörde yağ kaçağı olduğunda “çalışması zayıflar” ve süspansiyon gücü azalır.

Amortisörün yay tablasında paslanma: Bu sorun sonunda yay tablasının kırılmasına neden olur.

Mil yüzeyinde paslanma: Bu sorun, yağ keçesinin hızlı şekilde bozulmasına neden olarak sonunda yağ kaçağına sebebiyet verir.

Bağlantı burçları: Kırık veya aşırı şekilde yıpranmış bağlantı burçları hızlanırken, frene basarken veya engellerden geçerken süspansiyonda sese neden olabilir.

Bağlantılar: Parçalar metal yorulmasından aşırı korozyondan dolayı zayıflarsa kırılma veya kopma tehlikesi olabilir.

Gövdenin deformasyonu: Amortisör gövdesindeki deformasyon, pistonu aşağı yukarı hareket ederken yavaşlatabilir veya kilitleyebilir.

Yağ keçesinin aşınması: Yağ keçesindeki deformasyon yağ kaçağına neden olur.

Süspansiyon bağlantı burçları: bağlantı burçlarındaki deformasyon, hızlanırken, fren yaparken veya engeller üzerinden geçerken süspansiyonda sese neden olabilir.

Yayın konumu: Yayların tablalara yanlış şekilde yerleştirilmesi engeller üzerinden geçerken süspansiyonda sese neden olabilir.

Yayın durumu: Paslanmış, aşınmış veya kırılmış yaylar araçta ciddi denge sorunlarına neden olabilir.


%100 alıntıdır.




ozN

  • İleti: 1147
Ynt: amortisörler hakkında herşey
« Yanıtla #1 : Ekim 22, 2010, 03:53:43 ÖS »
kardeş cok ii faydalı bilgiler de benim bi sorum olacak hondanın orijinal amortisör markası nedir fabrika cıkısında ne marka kullanıolar yada kaliteli yan sanayisi varmı :D ?

aRas

  • Furkan Aras Alağaç
  • İleti: 3334
Ynt: amortisörler hakkında herşey
« Yanıtla #2 : Ekim 22, 2010, 05:03:47 ÖS »
Paylaşım için teşekkürler,güzel bilgiler.

GhostRider

  • Co-Admin
  • İleti: 1535
Ynt: amortisörler hakkında herşey
« Yanıtla #3 : Ekim 22, 2010, 06:10:36 ÖS »
paylaşım için tşk.

darkless

  • İleti: 382
Ynt: amortisörler hakkında herşey
« Yanıtla #4 : Ekim 22, 2010, 08:04:46 ÖS »
güzel paylaşım teşekürler

riky73

  • İleti: 99
Ynt: amortisörler hakkında herşey
« Yanıtla #5 : Ekim 22, 2010, 10:27:23 ÖS »
kardeş cok ii faydalı bilgiler de benim bi sorum olacak hondanın orijinal amortisör markası nedir fabrika cıkısında ne marka kullanıolar yada kaliteli yan sanayisi varmı :D ?

Amortisör markası showa. Adresi http://www.nissinshowa.co.uk/

ozN

  • İleti: 1147
Ynt: amortisörler hakkında herşey
« Yanıtla #6 : Ekim 23, 2010, 10:11:02 ÖS »
orjinalı bu mu kardeş

mali

  • İleti: 8034
Ynt: amortisörler hakkında herşey
« Yanıtla #7 : Ekim 24, 2010, 02:53:10 ÖS »
güzel paylaşım
eline sağlık