kısa bir şey söylemek istiyorum. bakü tiflis ceyhan, ırak-ceyhan boru hatları direk ülkemize bağlanıyor. diğer devletler gemilerle yakıt taşırken, biz doğrudan alıyoruz. benzinin, üreticiden sonraki en ucuz fiyata satılması gereken ülke olmamız gerekiyor. satılıyor mu? hayır. neden hayır? ötv ve kdv denen zıkkım yüzünden. bu gün, bir sürü şirket, buna arabalarımızı aldığımız mağazalar da dahil, her sene milyar dolarlarca vergi kaçırıyor. devlet bunu önleyemediği için, doğrudan vergi tahakkuku politikasındaki tutumunu, daha da sertleştiriyor. burdan soruyorum. vatandaşın günahı ne? sen düzgün mali müşavir yetiştiremiyorsan, bunda benim suçum ne? bu gün, bağdat caddesindeki evler 650.000tl dan satılırken, noter tasdikinde satışların 250.000 gibi komik rakamlarla yapıldığı yazıyor ve bu da vergi dairesine bu şekilde aksettiriliyor. aynı şey tüm tüketim maddeleri için geçerli. devlet zengin adama, sen piyasa değeri 1.000.000 tl olan gayri menkulünü, nasıl 300.000tl ye sattın şekinde bir soru bile soramazken, ben neden benzine 5 lira ödemek zorundayım bunu anlayamıyorum. sırf ruslarla yapılan anlaşma doğrultusunda hareket etmek için, sırf rusların cebine para girsin diye, doğal gaz her yere döşeniyor, benzin fiyatları şişiriliyor ki millet lpg ye dönsün, doğalgaz tüketsin diye. bu insafsızlıktan başka bir şey değil.
2. husus. lüks herkesin hakkıdır. eğer 10 senedir liberal ekonomiyle yönetiliyorsa bu ülke, lüks herkesin hakkıdır. 80.000tl kazanıp biriktirmek, orta direk insanlar için zor değil. deden kalma arsa satılır, bankadan kredi çekilir, hanımın babasından borç istenir vs. 80.000 tl ye ford mustang almak istersiniz. fakat aldığınız aracın mtv senelik 8.000 küsür lira olduğu için, etilerde mustangle tur atan insanlara bakmakla yetinirsiniz. zengin adama mtv koymaz. zengin adam o parayı, vergiyi her türlü ödemesini bilir. vergi, motor hacmine göre değil, aracı kullananın yıllık gelirine göre kesilmelidir. aksi adaletsizliktir.